skip to main |
skip to sidebar
Servet-i Fünun Dönemi sanatçıları "sanat için sanat" ilkesini benimsemiştir.
Servet-i Fünun Döneminde aruz ölçüsü kullanılmıştır.
Servet-i Fünun Dönemi sanatçıları "her şey şiirin konusu olabilir" ilkesini benimsemişlerdir fakat dönemin siyasal baskılarından dolayı daha çok aşk, doğa hayatı, aile yaşamı, günlük yaşam konularında eserler vermişlerdir.
Şiirde ilk defa konu bütünlüğü Servet-i Fünun döneminde sağlanmıştır.
Servet-i Fünun Döneminde oldukça ağır bir dil kullanılmıştır.
Servet-i Fünun Döneminde şiirde sembolizm ve parnasizm etkilidir.
Servet-i Fünun Döneminde "kulak için kafiye" ilkesi benimsenmiştir.
Servet-i Fünun Döneminde sanatçılar genellikle batıdan alınan "sone" ve "terza-rima", Divan Edebiyatından alınan serbest müstezat ve tamamen kendilerinin oluşturdukları biçimleri kullanmışlardır.
Servet-i Fünun Dönemi sanatçıları şiirde olduğu gibi romanda da dönemin siyasal şartlarından dolayı toplumsal konulardan uzak durmuşlardır.
Servet-i Fünun Dönemindeki romanda romantizmin akımının etkileri görülse de genellikle realizm akımı ağır basmıştır.
Servet-i Fünun Döneminde romanda da dil ağırdır.
Servet-i Fünun Döneminde roman teknik açıdan güçlüdür.
Servet-i Fünun Dönemindeki romanlarda olaylar genellikle İstanbul'da geçmektedir.
Servet-i Fünun Döneminde betimlemeler gözlemlere dayalı ve nesneldir.
Servet-i Fünun Dönemi Sanatçıları devrin siyasal baskıları sebebiyle gazete ve tiyatro gibi alanlara yönelememişlerdir.
Servet-i Fünun Dönemi sanatçıları bilim, sanat ve edebiyat konularında Batı'ya hayranlık duymuşlardır.
Servet-i Fünun Dönemi sanatçıları "sanat için sanat" ilkesini benimsedikleri için ağır bir dil kullanıp, günlük konuşma dilinden uzaklaşıp, halka değil aydın zümreye seslenmişlerdir.